Sakın şakaya gelmeyin!

Şaka yapmak istiyor ve bir espri bulamıyorsanız “parası neyse verip” satın alabilirsiniz


ŞULE ALPASLAN - Cumhuriyet

İthal şaka oyunlarıyla 5-6 yıl önce tanıştık. Oldukça pahalı olan bu oyuncaklara parayı verip istediğiniz espriyi patlatabilirsiniz. Tezgahlarda gördüğünüz şaka oyuncakları daha çok Uzakdoğu'dan geliyor.

Hiç size yokuş yukarı çıkarken şaka yapıldı mı? Cağaloğlu yokuşunda 5 yıldır hemen hergün kalemler, sigaralar ve çakmaklar patlıyor. Yolunuz bu yokuşa düşerse siz de ilginç maskelerin ya da kıyafetlerin ardına gizlenip patlayan şeker kutularını, sis bombalarını, bir türlü sönmeyen mumları, sihirli yürüyen kapsülleri satın alıp, insanları şaşırtabilirsiniz. Ticaretin hiç şakaya gelir yanı yok, sonunda şakalar bile ticarete döküldü. Eğer birilerine şaka yapmak istiyor ve kendiniz bir espri bulamıyorsanız “parası neyse verip” oyunlar satın alıp, insanları bir an için güldürebilirsiniz. Yani parayı veren espriyi patlatıyor.

Hüseyin Doğan, sözünü ettiğimiz yokuşta çoğu Uzakdoğu'dan getirilen şaka oyunları satıcısı. Yokuşun en tepesine kurduğu tezgahı ile sıcak soğuk demeden her gün hayatın acımasızlığını şakaya boğmak için çalışıyor. Şaka yapmak onun bir yaşam biçimi haline gelmiş. Yazın sulu şakalar, kışın ateş tozları satarak yaşıyor. Şaka tezgahında oyunlar, sulu, tozlu, patlayan, görsel olarak korkutan ve cinsellikle ilgili şakalar olmak üzere farklı kategorilerde ele alınıyor satıcılar tarafından. Bu tezgahta elinizi nereye uzatsanız, altından ne çıkacağını bilememenin verdiği biraz merak biraz tedirginlik duygusuyla doluyorsunuz. Oyunu öğrendiğinizde tedirginliğiniz geçiyor ve artık gücün kendi elinizde toplandığını hissediyorsunuz. Elinize geçirdiğiniz şaka silahı ile gözünüze kestirdiğiniz ilk insanı yakalayıp, onu tuzağınıza düşürebilirsiniz. Aman büyük korkulara dikkat! Şaka oyunlarının çoğunda, insanın içine düştüğü bir anlık boşlukta yakalanması için çaba harcanıyor.

Türk insanı ithal şaka oyunlarıyla 5-6 yıl önce tanıştı. Hüseyin Doğan ise bu tanışıklığı sağlayan aradaki köprülerden yalnızca biri. Doğan, şaka sektörünü kendisine bir iş alanı olarak seçmesini  “Piyasada inanılmaz bir kavga var. Ben de ekmek kavgasının arasına bir anlık gülme katmak istedim. Somurtmak hiç iyi birşey değildir. İnsanlar birbirlerine şaka yapmalıdırlar. Bende yumuşak şaka yoktur. Soğukkanlılığını kaybetmeden gülmesini becerebilen bir insan, önemli bir sınavı geçmiş olur. Ben de insanlar arasındaki bu çekişmeyi seviyorum” sözleriyle açıklıyor.

Şaka oyunlarını kendi olanaklarıyla imal etmeye çalışan Ufuk Topuzluoğlu ise, değişik birşeyler yapmak için 5 yıldır bu işle uğraşan yorgun bir şaka olduğunu belirterek “İş ticarete döküldü şakanın da bir esprisi kalmadı. İlk yıllarda çok daha mutluydum. Eğer yeni espriler üretir ve bu sayede insanları mutlu edebilirsem yorgunluğum geçer” diyor.

Şakalar ve sohbetler böyle sürüp gidiyor. Şaka bir yana siz bir yana. Dünyaya ve kendi içinize durup bakarken, siz siz olun sakın şakaya gelmeyin!