Mustafa Kirman
Tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy, Türkiye’de yerleşmiş bir tiyatro geleneğinin bulunmamasından yakındı. Şensoy, toplumdaki tiyatro geleneğinin “ramazan eğlencesi, tuluat ya da ortaoyunu” düzeyinde kaldığını belirterek, “Bizde hiç tiyatroya gitmeyen insan sayısı çok fazla. Nasıl olur, anlamıyorum” dedi.
Tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy, Türkiye’de yerleşmiş bir tiyatro geleneğinin bulunmamasından yakındı. Şensoy bugün Türkiye’de tiyatroya hiç gitmemiş insan sayısının anormal düzeyde olduğunu belirterek, “Nasıl sayı bu kadar yüksek oluyor, anlayamıyorum. Tiyatro sokakta olmalı. Hiç tiyatroya gitmemiş insanları kazanmamız lazım” dedi.
Şensoy, “Ferhangi Şeyler” adlı oyununu sergilemek için geldiği İzmir’de Kordon Leo Kulübü’nün düzenlediği söyleşiye katıldı. Kulüp üyelerinin çeşitli konulardaki sorularını yanıtlayan Şensoy, özellikle ülkedeki tiyatro anlayışını eleştirdi. Bugün Türkiye’de tiyatro geleneğinin “ramazan eğlencesi, tuluat ve ortaoyunu” düzeyinde kaldığını savunan sanatçı, mevcut yapı ile yerleşik bir tiyatro geleneğine ulaşmanın çok zor olacağını söyledi. Birçok tiyatro grubunun kemikleşmiş izleyicisi bulunduğunu kaydeden Şensoy, “Bizim kozmopolit bir seyirci yapımız var. İstanbul’da 30 bin kişi diyebilirim. Ayrıca oyununa göre sayı değişiyor. Bizim oyunlarımıza entelektüel insanlar da geliyor, lümpen proletarya da. Bunları korumak zorundayız. Seyircinin durumu açısından oyunların düzeyini korumak zor ama, her oyunda alacağı mesajlar, anlayacağı şeyler oluyor” dedi. Şensoy, tiyatronun her gün daha da kitleselleştirilmesinden yana olduğunu açıklarken, maddi olanaksızlıklar ve salon sorunlarından yakındı. Tiyatronun sokağa çıkması gerektiğini belirten Şensoy, popüler bir tiyatrodan yana olduğunu, aksi takdirde tiyatro gruplarının birer “fan kulüp” haline geleceğini vurguladı. Türkiye’de hiç tiyatroya gitmeyen insanların kazanılması gerektiğini söyleyen sanatçı, “Roma’da oyun başlarken, tiyatrolar var. Sahnedeki adam bağırıyor: ‘Ses çıkarma!.. Tuvalete girme!.. Dikkatle izle!.. Böylece izleyenler bir yandan da eğitiliyorlar. Bizim yapmamız gereken de oyunlardan ödün vermeden geniş kitleleri kazanmaktır. Yavaş yavaş insanların tiyatroya ısınmasını sağlamak durumundayız. Halen varlığını sürdüren ramazan eğlencesi, tuluat ve ortaoyunu anlayışından sıyrılarak, topluma bir tiyatro geleneği yerleştirmeliyiz” dedi.
Bir süredir TV’de yayınlanmakta olan “Varsayalım İsmail” adlı çalışması hakkındaki soruları da yanıtlayan Şensoy, izleyicilerin “Çıkın beni hemen güldürün” anlayışıyla hareket ettiğini ve zaman zaman bu oyunun kurgularını anlamakta güçlük çektiğini söyledi. Son günlerde erotizme kaydığı yolundaki eleştirileri de yanıtlayan Şensoy “Varsayalım İsmail”i TRT için çekerken sansür vardı. Özel televizyona geçince ilk olarak TRT’nin sansürüne tavır olarak erotizm dizide yer alamaya başladı. Ancak şimdi giderek azalıyor. Biz ‘Varsayalım İsmail’de uyuzumuzu kaşıyoruz. Zaman zaman izleyici konuyu anlamıyor. Dizideki bazı olaylar düş mü, gerçek mi ayıramıyor” dedi.