Munzur yitmemiş bir efsanedir

Ali Doğan- GÜNDEM

Tabiatın en güzel manzaraları ile bütünleşen Dersim’i Munzur’suz düşünmek mümkün değil. Munzur, Dersim’de halk arasında dilden dile yayılan bir efsanedir artık. Şimdiki Munzur ırmağının kaynağında çoban Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülür ve döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz su fışkırır. Fışkıran bu sulardan bir ırmak meydana gelir. Munzur ırmağının Gözeler diye tabir edilen su kaynakları bugün bir dinlenme ve piknik yeri olarak kullanılmaktadır.

TUNCELİ– Ben Dersim’im. Munzur’dur beni çepeçevre saran sıralı kalkan dağlarım. Munzur’dur benim sütbeyaz akan kanım. Ben Munzurlu doğdum. Munzurlu yaşadım. Ve Munzur ile anlatılır benim tarihim. Söyleyin a dostlar söyleyin, ben nasıl yaşarım Munzur’suz. 38’ler gördüm, unutamam. Daha doğmayan çocuktum, annemin karnında süngülendim. Yaşlı bir dedeydim. Masallar anlattım, kurşunlandım. 17’sinde bir kız idim tecavüze uğradım. Kesik başlar günlerce akan kanların kokusunu Munzur’da duydum ve ben Dersim’im katledildim, sürüldüm.

Evet, tabiatın en güzel manzaraları ile bütünleşen Dersim’i Munzur’suz düşünmek mümkün değil. Munzur, Dersim’de halk arasında dilden dile yayılan bir efsanedir artık.

Şairler, yazarlar Dersim’i anlatırken Munzur ile başlar Munzur ile son bulurlar. Medlerden Akkoyunlulara, Selçuklulardan Osmanlılara varan birçok medeniyete kucak açan Dersim, Munzur’la beslemiş bunları.

Dedelerden torunlara anlatıla anlatıla kalan Munzur efsanesi ölümsüzleşmiştir artık.

Bu efsaneye göre: Bugünkü Tunceli ili, Ovacık ilçesine bağlı Koyungölü köyü civarında yaşayan bir ağa ve ağanın koyunlarını gütmek için yanına aldığı Munzur adında bir çoban varmış.

Bir gün Munzur’un ağası hac zamanı gelmiş ve hacca gitmiş. Ağa hacda iken Munzur ağanın hanımının yanına gelir ve,

  • Hatun, ağamın canı sıcak helva ister, helvayı yaparsın ben kendisine götüreyim, der.

Ağanın hanımı önce şaşırır sonra “Herhalde zavallı çobanın canı helva istiyor, doğrudan söylemeye utanıyordur, ağasını da bahane ediyor, kendisine bi helva yapayım da yesin” der. Helvayı pişirir, bir bohçanın içine koyar ve “Al evladım götür” der. O sırada ağa hacda namaz kılmaktadır. Namaz sırasında hoca sağa selam verirken bir de bakar ki sağ yanında elinde bohçası ile Munzur dikilmiş duruyor. Namazını bitirip Munzur’a “Hoş geldin evladım, burada ne arıyorsun? Nedir o elindeki?” der. Munzur da “Ağam canın sıcak helva istemişti. Onu sana getirdim” der. Elindeki bohçayı ağasına uzatır. Ağası açar bakar ki sıcacık helva paketlenmiş duruyor.

Hayretler içinde Munzur’a bir şeyler söylemek için başını çevirdiğinde bir de bakar ki Munzur yok.

Hac farizesini tamamlayım köyüne döndüğünde konu komşu, herkes elinde bir hediye ile hacıyı karşılamaya giderler.

Munzur da götürecek bir başka hediyesi olmadığından, bir çanağın içerisine koyunlarından bir miktar süt sağar ve bununla ağasını karşılamaya gider.

Ağa, Munzur’u görünce yanındakilere:

  • Asıl hacı Munzur’dur. Öpülecek el varsa o da Munzur’un elidir. Önce ben öpeceğim, der ve Munzur’a doğru koşar.

Munzur bu konuşmaları duyduğunda, “Aman ağam, Allah aşkına. Böyle bir şey olmaz, ben yıllarca senin ekmeğinle aşınla büyüdüm. Sen nasıl benim elimi öpersin, ben sana elimi öptürmem,” der ve kaçmaya başlar.

Munzur önde ağa ve yanındakiler arkasından kovalamaya başlarlar. Şimdiki Munzur ırmağının çıktığı ilk yere geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülür ve döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz su fışkırır. Ve fışkıran bu sulardan bir ırmak meydana gelir. Munzur’un arkasından koşanlar bu ırmaktan öteye geçemezler. Munzur da bu dağlarda kaybolur, gider.

Yöre halkının efsaneleştirdiği Munzur ile, varlıklı ve sözü geçen kişiler gibi bir çobanın da keramet sahibi olabileceği, çoban olsa bile tanrının sevgisine mazhar olabilecek temiz yürekli, imanlı insan olabileceği belirtilmekte, Munzur’u bu inançla efsaneleştirmektedirler.

Munzur ırmağı Ovacık ilçesinin kurulu bulunduğu yaklaşık 40 km uzunluğunda ve 30 km eninde Ovacık ovasının batı ucunda, Munzur dağlarının güney eteklerindeki kayalardan çıkar.

Efsanesine uygun olarak yaklaşık 150 m. Mesafelerden kayalardan fışkıran buz gibi soğuk sular, bir anda birleşerek Munzur ırmağını meydana getirirler. Munzur ırmağının ilk çıkış yeri yöresel ismi ile gözeler diye tabir edilir. Ovacık ilçesine 17 km. uzaklıktadır. Gözelerden sonra Ovacık ovasına kıvrımlar yaparak doğuya doğru düz ovada yaklaşık 40 km. kadar akar. Burada, Mercan vasisinden gelen Mercan suyu ile birleşerek, bir anda sarp ve derin Munzur akmaya başlar.

Munzur ırmağının ilk çıkış yerindeki Gözeler diye tabir edilen su kaynakları insana gerçek bir efsane havası verir. Yazın koyunlar sağılmaya başlayınca bu kaynaklardan çıkan suların rengi de süt gibi beyaz, renge dönüşür. Koyunlar sütlerinin kesilmesi ile birlikte sular da tabii rengine döner. Gözeler bugün bir dinlenme yeri ve piknik yeri olarak kullanılmaktadır.