Altan Öymen- MİLLİYET
Başbakan Demirel, Rio’da açıkladı: Gökova Santralı’nın yapımı duracak.
Hikaye malum; Bu iş Özal’ın ilk başbakanlığı sırasında başladı. Kamuoyunda çok eleştirildi. Gökova Körfezi’nin bir doğa hazinesi olduğu, çevreyi kirletecek etkenlerden korunması gerektiği anlatıldı. Belirtildi ki: Bölgenin santrala ihtiyacı varsa bunun yeri orası olamaz. Ayrıca; Aynı enerji, mevcut santrallardan birine yeni üniteler eklenmesiyle karşılanabilir.
Kaldı ki, Gökova’da saptanan santralin yerinin, doğayı tahrip etmekten başka, teknik açıdan da sakıncaları vardı. Bunun için oradaki koskoca bir dağın kaldırılması gerekiyordu. Bir bataklığın kurutulması gerekiyordu. Bunlar da büyük masraf işiydi.
Fakat, uzmanların kanıtlar da göstererek yaptığı itirazların bir faydası olmadı. Gerçi Özal bunları dinledi. Dün arkadaşımız Teoman Eren’in de yazdığı gibi bazı gazetecileri Gökova’ya götürdü. Konuyu onların önünde tartışmaya açtı. Tartışmada, Türkiye Elektrik Kurumu bürokratlarına karşı, çevreyi savunanlar ağır bastı. Ama Özal’ın kararı değişmedi. TEK bürokrasisinin dediği oldu.
TEK’çilerin Gökova’da santral yapma ısrarının altında, başka amaçlar da bulunduğu belirtiliyordu: Santral yakınındaki Körfez kıyılarında çok sayıda lojman da yapılacaktı. Bunların bir kısmı TEK’e ait bir tatil yeri olarak kullanılması öngörülmüştü. Bunun TEK yetkililerinin, santralla ilgili resmi görüşme tutanaklarına geçen bazı beyanları da doğruluyordu.
Nitekim, santral yapımının ilk aşamasında, önce lojmanlar bitirildi ve kullanılabilir hale getirildi.
Şu bir gerçek: Devlet kuruluşlarının büyük bir bölümünün çeşitli tatil yerleri var. Bu, uzman personeline yüksek ücret vermeyen bu kuruluşların onlara sağladığı bir sosyal hizmet olarak, doğal karşılanabilir. Fakat TEK’çilerin böyle bir yere sahip olması için, Gökova Körfezi’nin santral bölgesi haline getirilmesinden başka çare yok muydu? Keşke bu iş santral yapımına bağlı olmaksızın doğrudan doğruya yapılsaydı? TEK’e Gökova’da değil ama kıyılarımızın gene güzel bir yerinde şimdikinden on defa daha geniş bir arazi verilseydi. Tatil sitelerinin en lüksünü yapmasına yetecek kadar para harcamasına izin verilseydi. Sorun, şimdiden daha ucuza halledilmiş olurdu.
Şimdi yüzde 80’i tamamlanan santral projesinin devlete maliyeti 1 milyar dolardan fazladır. Türk parasıyla 7 trilyon liradan fazla.
Boşa harcanmış, havaya atılmış bir para.
Ama tabii, zararın neresinden dönülse kardır. “Madem ki bu kadar para harcandı. Öyleyse bırakalım, işletilsin bu santral” denilemez. Zaman içinde çevreye vereceği zarar, 7 trilyon bir yana 700 trilyonla ölçülemeyecek kadar fazladır.
Bu bilnaçonun, TEK bürokratlarının bürokratik sorumluluğundan da önce gelen bir siyasal sorumluluğu var ki, projeyle ilgili karar ve uygulama dönemindeki tüm hükümetlerin üzerindedir. Bu, Meclis önünde ve kamuoyu önünde mutlaka tartışılmalıdır ki, çevreyi mahvetme girişiminin bundan sonraki örnekleri için caydırıcı olsun.
Gökova’da şimdiye kadar yapılan inşaata gelince.. O bizce,üniversitelerin çevreyle, ormanla, denizcilikle ilgili birimlerinin çalışabileceği yer haline getirilmelidir. Onun 300 metrelik bacası da yeşili-mavisiyle doğa renklerine boyanmalı ve bir “çevre bilinci” anıtı haline geitirilmelidir.