1977’de kurulan ve çeşitli alanlarda kitaplar yayınlayan Belge Yayınları’nın “yeni bir anlayış, yeni bir kitap kulübü” düşüncesiyle oluşturduğu Belge Kitap Kulübü’nde toplumsal muhalefeti oluşturan yayınlar ağırlıkta.
Caner Talan
Bugünlerde 15. yaşına basan Belge Yayınları, ülkemizde toplumsal uyanışın her kesimi derinden sarstığı, toplumsal dönüşüm isteğinin tüm toplum katmanlarını kucakladığı bir dönemde kuruldu. Yayınevi, ilk oluşum programında toplumcu hareketin tarihini ulusal ve uluslararası düzeyde ele alan yapıtlara, resmi yaklaşımın ötesinde Marksizm’in zenginliğini farklı katkılarla yansıtan klasiklere yer verdi. Bu programı halen sürdürmekte.
Yayınevlerinin temel yayıncılık ilkesini, Belge Yayınları yöneticisi Ayşe Zarakolu şöyle anlatıyor: “Yayıncılık ilkemiz, düşünce suçu kavramını reddetmek, kendi dünyamız dahil her türlü tabuya, resmi görüşe karşı çıkmak oldu. 1982 yılında bu nedenle, sosyalist hareketin tarihine yönelik yasağı yok sayarak ‘Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler’ adlı Mete Tunçay’a ait derlemeyi yayınladık ve kitap yasaklandı. Militarizm, kitabın beraat etmesine karşın, bu kararı tanımadı. Sıkıyönetim dönemi sonuna kadar kitabın okuyucuya ulaşması engellendi. Şovenizme karşı, Türk-Yunan kardeşliğini savunmak üzere yayınladığımız, Dido Sotiriyu’nun ‘Benden Selam Söyle Anadoluya’sı da yasaklamalardan kurtulamadı. 1990’da T.C. gündeminin temel sorunu olan Kürt tabusu üzerine, 10 yıllık aradan sonra yayınevi olarak ilk kez biz gittik. İsmail Beşikçi’nin olaylı yargılamalara neden olan beş kitabını yayınladık. Sonuçta yasaklar perdesinin aralanmasında, oto sansürcü yayıncılık anlayışı değil, tabuların üstüne giden yayıncılık anlayışı belirleyici oldu.”
12 Eylül darbesinden nasibini alan ve son infaz yasasından yararlanan Erdoğan Tatlav ve Hulusi Zeybal adlı iki kitapseverin, geçtiğimiz günlerde Belge Yayınları yöneticisi Ayşe Zarakolu’na getirdikleri öneri üzerin, yeni bir anlayışın ürünü olan Belge Kitap Kulübü kuruldu. Kitap kulübünde kaset, kırtasiye, fotokopi gibi gereçlerde yer alıyor.
Ayşe Zarakolu Belge Kitap Kulübü’nü oluşturma nedenlerini şöyle açıklıyor: “Türkiye’de yayın dünyası devletin, cuntaların ve sivil yönetimlerin yasakçı tavrının yükünü hep taşıya geldi Bugün, düşünce üzerindeki yasakların kalktığından sıkça söz ediliyor. Oysa şimdi daha sinsi ve örtülü bir yasaklamaya tanık olmaktayız. Bir yandan hükümet yaygın bir özgürlük ve demokrasi demagojisine başvururken, diğer yandan 141. Ve 142. Maddelerin iptali kandırmacası ile gerçek durumun üstü örtülüyor. Oysa devletin geleneksel baskıcı, yasakçı tavırlarında değilim olmadığı gerçeği bir yana, özellikle Terörle Mücadele Yasası marifetiyle devlet, muhalif yayıncılık ve yazarlığı ağır bir baskı altına almıştır. Yaygın yılgı ve depolitizasyon koşullarında, medya tekellerinin bilinçli yönlendirmeleriyle toplumsal muhalefet kültürü ‘Modası geçmiş’ ilan edilmekte, bu odakların kültür-sanat iktidarlarının yönlendirmeleriyle ya yok sayılmakta ya da doğrudan hücumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Buna enflasyon sarmalı içinde estirilen bir çeşit ekonomik terörün de etkileri eklenince, kitapla potansiyel okuyucu arasına bir duvar çekilmektedir. Her türden yasakçılığa karşı ancak alternatif kanallar yaratarak direnilebilir. Bu noktada Batı’daki örneklerinde de görüldüğü gibi, okurla kitap arasında doğrudan bağ kurulmasını sağlayan etkili araçlardan biri olan kitap kulübünü oluşturduk. Bu aracın kolektif çabayla da etkili olduğu ölçüde, piyasa mekanizması zorlanacak, kapanan kapılar görece açılacaktır.”
Üç dost, işbirliklerinin ticari ortaklıktan çok proje ve düşünce ortaklığı olduğunu söyleyerek aralarındaki arkadaşlığın ticari kaygıların doğmasını engellediğini belirtiyor: “Toplumsal muhalefeti yansıtan, onun ihtiyaçlarını karşılayan, perspektiflerinin gelişmesini sağlayacak ve onu besleyecek her türlü yayına, kitap, dergi, broşür vb. yer verecek, ayrıca baskısı bulunamayan kaynakları fotokopi yoluyla okur ve araştırmacılara ulaştırmaya çalışacaktır. Gerek birey olarak okurların, gerekse toplumsal hareketlerin sendikaların ve benzeri meslek ve kitle örgütlerinin gereksinimleri karşılanmaya çalışılacaktır.”
Kitap satışlarıyla ilgili olarak Erdoğan Tatlav “Şimdi genel olarak Türkiye’nin yaşadığı son 10 yıllık karanlık dönemin, devletçe izlenen politika dikkate alınacak olursa, sol kitap basımı ve satışı açısından çok olumsuz bir dönemini yaşıyoruz. Bu nedenle tirajlar alabildiğine düşük ve gerçekte eğer emek maliyeti dikkate alınacak olursa, kitaplar hiç de pahalı değil. Ancak medyanın yarattığı yeni kültürsüzleştirmenin sonucunda kitaba ihtiyaç duyma oranı alabildiğine düştüğünden ve kitap daha çok geçim durumu düşük olan insanlarca alındığından dolayı bir hayli pahalı görünüyor” derken, Zeybal’ın bu konudaki görüşü şöyle: “Okuyucu sayısının düşük olmasındaki bir faktör de insanların içindeki korku, yani son 10 yıldır insanlar üzerinde estirilen, terör. Kültür hizmetlerinden insanları uzak tutmak için harcanan bir çaba var.”
Zarakolu, Tatlav ve Zeybal, kitap kulübünü kurmada karşılaştıkları ekonomik sıkıntıları da şöyle anlatıyor: “Aslında çok ciddi sıkıntılarla karşılaşabilirdik. Bütün çabalarımıza rağmen bulup buluşturduğumuz 20 milyon lira il rafları yapabildik. Fakat Belge Yayınları’nın diğer kitap evleriyle ilişkisi sayesinde, bizim normal koşullarda düşünemediğimiz çok yoğun bir kitap alımı gerçekleştirdik. Deyim yerindeyse bizim yapmış olduğumuz şey sadece buranın ek bazı ayrıntılarını düzenlemeye çalışmak oldu. Belge Yayınları’nın 15 yıllık emeğinin çabasını böyle bir adımla derlemeye çalıştık. Bu anlamda ekonomik sıkıntılarla karşılaşmadık.”